bugün

entry'ler (8)

istanbul da yaşamak

asla “rezil olunamayacak” bir yerde yaşamaktır.

yanlış anlaşılmasın; kötülemedim. bilhassa en güzel yanı bu. çünkü azıcık kafası çalışan herkes, bunun “özgürlük” demek olduğunu bilir.

friedrich wilhelm nietzsche

"acı sadece tavukları ve şairleri gıdaklatır. kadına sorun, keyif verdiği için doğum yapmaz."

demiş pos bıyıklı filozof.

hırvatlar

heredot tarihinde, komşuları tarafından "dağlardan gelen satıcı kabile" olarak isimlendirilirlermiş. tabi direkt böyle değil ama, o manaya gelen dağlı tüccar kabilelere verilen bir isim ile.

ayrıca yine heredot'a göre pro-kürtler ile akrabadırlar.

edit: imla

kolhis

tarihteki sünnet geleneğini bulan antik halk. beyler, doğru duydunuz; çüklerimizdeki birer santim eksiğin sorumlusu bunlar. ayrıca zannedildiği gibi lazların tek atası değildirler. hatta lazların genetik anamaddelerini değil de yardımcı malzemelerini oluştururlar. lazların birincil genetik hammaddelerini oluşturan esas ataları saspeirlerdir. kolhislerin de kısmen karışması ile bugun mevcut laz halkını meydana getirmişlerdir.

heredot'a göre mısırlılar ile akrabadırlar.

shameless

kadınları metalaştırdığı gibi, erkekleri de metalaştıran dizi. bu yüzden güzel bir dizi. hayat gibi. hepimiz birer metadan öte neyiz ki?

bir de fiona gibi bi şaheser var ki dizide, nietzsche görse; üst insanı buldum kardeşim deyi kepengi kapatırdı.

ps: dizinin ingiliz versiyonu, amerikan versiyomnundan çok daha güzeldir.

boran kaya

bunca sene nasıl olmuşsa kimse yazmamış. kendisi ahmet kaya'nın yeğenidir. hatta yanlış hatırlamıyorsam ahmet kaya kendisini apolitik ve şaklaban bulur, çok sevmezdi. yüksek lisanslılar bile hatırlamaz.

böyle buyurdu zerdüşt

nietzsche'nin kısmen nihilist, kısmen anarşist yanını ayyuka çıkartan kitabı. diğer bir çok kitabının aksine, bu şaheserinde oldukça anarşistçe bir tavırla eski levhaları parçalamaktan - özellikle ahlak levhalarını- bahseder. ve nihilistçe bir tavırla da; yeni levhaların aslında değersizlik üstüne kurulu olması gerektiğini söyler. oksimoron gibi gözükse de, nihilizmin militanı diyebiliriz nietzsche için. bu kitabı için de bu militanların el kitabı dersek yanlış olmaz.

kitap ile ilgili en güzel metafor ise bence şudur;

bu kitabın bi yerinde; anti peygamber kahraman zerdüşt, topluma ve toplum ahlakına saydırırken, kendisini duyup yüzünü ekşiten ve neden böyle konuştuğunu soran kambura(toplumsal ahlakçı) döner ve şöyle der;

“sizin gibi kamburlarla, yalnızca kamburca konuşulur”

emil michel cioran

çürümenin, çürüyenlerin yazarı.

derler ki, "felsefeyi seven cioran'ına katlanır".